AFYONKARAHİSAR,
AFYONKARAHİSAR:
Afyonkarahisar adı da ilde yoğun olarak yetiştirilmekte olan AFYON (haş-haş) bitkisi ve yaklaşık 3 bin 350 yıllık tarihe sahip olan Kale’sinin Türk egemenliğindeki adı olan KARAHİSAR’ın birleşiminden meydana gelmektedir.
Tarih Öncesi Dönem
“Afyon” tıpta ilaç yapımında kullanılan haşhaş bitkisinin öz suyudur. Latincede Opium, Yunancada Opion denilen afyon (haşhaş) bitkisinin Orta Anadolu’da Hititler döneminden (M.Ö. 2000 yılları) beri ekildiği bilinmekte ise de üzerinde haşhaş kabartması bulunan Synnada (şuhut) kentine ait sikke M.Ö. 2. Yüzyıldan itibaren Afyonkarahisar ilinde haşhaş ekildiğini belgelemektedir. Bunun yanı sıra “Aşon” adlı kadına ait Roma döneminden kalma bir mezar taşı “Afyon” kelimesinin o dönemlerden beri kullanıldığının göstergesidir. Latince öz su anlamına gelen opium, zamanla yazılış ve söylenişte değişikliğe uğrayarak oşum, aşom, aşon ve afyon olmuştur.
Hitit Kralı II. Murşil’in Arzava Seferi sırasında (M.Ö. 1344) yerden 226 metre yükseklikteki trakit bir kaya kütlesi üzerine askerlerine sığınak olarak yaptırdığı Hapanova Kalesi (Yüksek Tepe şehri)’nin Afyonkarahisar Kalesi’ne yerini verdiğine kuşku yoktur. Frigler döneminde Hapanova Kalesi’nin eteklerine bir köy olarak kurulan şehrin bilinen klasik çağlardaki en eski adının Akronio olduğu sanılmaktadır. Eski Yunanca metinlerde böyle geçmektedir. Romalılar döneminde bu adın gerek paralar üstünde ve gerekse Latince kitabelerde ve diğer kaynaklarda Akronium şeklinde yazıldığı anlaşılmaktadır. Akroenes, Akroenos, Latince şeklinin halk arasında ve daha sonra Bizanslılar dönemindeki bozulmuş, değiştirilmiş şeklidir.
1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun kapılarının Türklere açılmasının ardından Selçuklular döneminde Sultan I. Mesut’un emri ile Akronium Kalesi’nin eteklerine Karaşar Türkleri’nin yerleştirilmesinden (1147-1157) sonra Kale’ye Karahisar adı verilmiştir. Kale’ye Karahisar (Kara Kale) adının, bazalt ve trakit kayalar üzerinde bulunuşu ve heybetli kara görünüşü nedeniyle verildiği genelde kabul edilmekle birlikte, eteklerine yerleştirilen Karaşar Türkleri nedeniyle bu adın verildiği düşünülebilir Çünkü, günümüzde bile Afyonkarahisar’ın ilçe ve köylerinde yaşayan vatandaşlar Afyonkarahisar’a “Gareyser”, “Garesser” veya “Garaser” demektedirler ki bu sözcüklerin “Karaşar” ile ses benzerliği araştırmacıları böyle bir düşünceye yöneltmektedir.
Selçuklu hükümdarlarından I. Alaaddin Keykubat’ın tahta çıkar çıkmaz başlattığı kale onarımları kapsamında Karahisar Kalesi de esaslı bir biçimde onarılmış, daha sonra Karahisar ve havalisi 1288’de ölen ünlü Selçuklu Veziri Sâhib Ata Fahreddin Ali’ye, ıkta olarak verilmiştir. Bu dönemde Karahisar’a Anadolu’daki diğer karahisarlardan ayrılması için Sahip Ata Fahreddin Ali’nin “Sâhip” ünvanından ötürü “Karahisârı Sâhip” adı verilmiştir. Sahip kelimesi, Selçuklu devrinde vezir anlamında kullanılmaktadır.Karahisârı Sâhip de “Vezirin Karahisarı”, yani “Sahipata Fahreddin Ali’nin Karahisarı” anlamına gelmektedir. Bu dönemde kentin bir diğer adı da “Karahisârı Devle”dir. Bazı kaynaklara göre kente Karahisârı Devle adı, Sâhip Ata Fahreddin Ali’nin “Fahrü’ddevle” unvanının yanı sıra hazinelerini Afyonkarahisar Kalesi’nde korumasından dolayı verilmiştir. Bir başka kaynağa göre ise, Sâhip Ata Fahreddin Ali’nin torunlarından Muzafereddin Devle’nin adına izafeten kente Karahisârı Devle denilmiştir.
Osmanlı Dönemi
1429 yılında Osmanlılar’ın egemenliğine girmesinin ardından, II. Bâyezid döneminde tutulan tahrir defterinde ilin adı, “Karahisar” olarak geçmekte; Kânunî dönemi tahrir defterlerinde ise genellikle “Karahisârı Sâhip” şeklinde kaydedilmektedir. Hicri 1044 (Miladi 1635) yılından başlayan şeriye sicillerinden “Karahisar”a “Afyon” kelimesinin eklendiği ve Afyonkarahisar olarak anılmaya başlandığı anlaşılmaktadır.Ünlü Gezgin Evliya Çelebi 1671’de ziyaret ettiği ve Seyahatname’sinde “Evsafı Kal’ai senkbar şehri Afyonkarahisar” olarak nitelendirdiği Afyonkarahisar’dan “Afyonu halkına galib, şehrine Karahisar Sahip derler. Defterhanei Sultanide böyle tahrir olunup, cemii evamirlerde dahi böyle terkim olunur…” diye söz etmektedir.Buna rağmen Osmanlı dönemi arşiv belgelerinde ilin adı Afyonkarahisar değil, Karahisârı Sâhip olarak geçmektedir. Devlet merkezinde tutulan kayıtlarda sancağın adı Karahisârı Sâhip, sancak merkezinin adı ise Karahisar veya Karahisârı Sâhip olarak karşımıza çıkmaktadır. Sadece sancak merkezi olan Karahisar’da tutulan şeriye sicillerinde birkaç yerde Afyonkarahisar adı geçmektedir ki bu da Osmanlılar döneminde Afyonkarahisar adının yöresel olarak kullanıldığı kanısını uyandırmaktadır.
Cumhuriyet Dönemi
Kentin adı Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kale ve afyon bitkisinin birleşimiyle oluşan “Afyonkarahisar”dır. Nitekim TBMM’nce Cumhuriyet’in ilk yıllarında çıkarılan bazı yasalarda ilin adı Afyonkarahisar olarak geçmektedir. Büyük Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1520 Ekim 1927 tarihleri arasında toplanan İkinci Büyük Kongresi’nde okuduğu büyük “Nutuk”unun 34 ayrı yerinde Afyonkarahisar ismini bizzat kullanmıştır. Atatürk Milli Mücadele’den sonra ili ziyaretlerinde de yine ilin adını Afyonkarahisar olarak zikretmiştir. Büyük Taarruz’un başlatıldığı yer olan Kocatepe’de 1953 yılında yaptırılan kitabed de ilin adından Afyonkarahisar olarak söz edilmektedir. Ancak nasıl ve ne zaman olduğunu kimsenin bilmediği bir biçimde ve büyük bir olasılıkla uzunluğu nedeniyle ilin adından “Karahisar”ın atıldığı, yazılış ve söylenişindeki kolaylık yüzünden “Afyon” olarak anılmaya başlandığı görülmektedir. 1920’li yıllarda çıkarılan kanunlarda “Afyonkarahisar” adı birleşik yazılırken, 1930’lu yıllarda çıkarılan kanunlarda “Afyon Karahisar” olarak ayrı yazılmaya başlanmış ve belki de bilinmeden, Karahisar’ın atılmasına zemin hazırlanmıştır. Yapılan araştırmalarda ilin Afyonkarahisar olan adının Afyon olarak değiştirildiğine ilişkin bir kanun ya da kararname bulunmadığı gibi bu durum İçişleri Bakanlığı tarafından da onaylanmaktadır.
Oysaki, Afyonkarahisar kenti, Kale’siyle özdeştir. Kentin kuruluşundan önce Kale yapılmış, daha sonra bu Kale’nin eteklerinde şehirleşme başlamıştır. Kentin tarihsel süreci içerisinde Karahisar Kalesi hep ön planda olmuştur. Dünyada ülkeler ve şehirler, kendi adları üzerine tarih yaratmaya çalışırken, baştan başa tarih olan “Karahisar”ın ilin adından atılması üzücüdür. Yakın bir geçmişte, Antep, Urfa ve Maraş illei, Milli Mücadele’deki çabalarını, isimlerinin önlerine “Gazi”, “şanlı” ve “Kahraman” ekleyerek Gaziantep, şanlıurfa ve Kahramanmaraş olarak tescil ettirirken ilimizin adının Afyonkarahisar’dan Afyon’a dönüştürülmüş olması tescilli bir tarihin inkârı anlamına gelmektedir. Üstelik, her ne kadar Afyonkarahisar’daki köylüler ve haşhaş üreticileri, haşhaşa genellikle “aşyan”, “aşyon”, “afyon” demekte iseler de ülke genelinde afyon, uyuşturucu bir madde olarak bilinmekte ve şehrin adının bir uyuşturucu maddeyi çağrıştırması da duyarlı insanları ve rahatsız etmektedir. şehirler, tarihleri ve tarih içindeki işlevleri ile bir bütündür. Afyonkarahisar ilinin adının Afyon olarak anılması halinde bu ismin yeterince tanımlayıcı ve kapsayıcı olmadığı açıktır. Afyonkarahisar adı uzun olmasına rağmen anlamlıdır, ahenklidir; değişmemelidir, değiştirilmemelidir. İlin adının Afyonkarahisar biçiminde kullanılması daha doğru, anlamlı ve doyurucu olduğu gibi, tarihsel gelişimine de uygundur.
İlin adının Afyonkarahisar’dan Afyon’a dönüştürülmesine ilişkin bir kanun ya da kararname bulunmamasına rağmen, Karahisar’ın iadesi, başka bir deyişle ilin kullanımdaki adı olan Afyon’un Afyonkarahisar olarak değiştirilmesi için 2003 yılında Vali Muzaffer Dilek’in önderliğinde bir çalışma başlatılmıştır. Bu çalışma kapsamında yapılacak yasal bir düzenlemeye esas olacak metin, Afyon Valiliği’nin de katkısı ile hazırlanarak “Afyon ilinin adının ‘Afyonkarahisar’ olarak Değiştirilmesi Hakkında Kanun Tekliş” Afyonkarahisar Milletvekilleri tarafından TBMM’ne sunulmuştur. Kanun teklişnin genel gerekçesinde “şehrin eteğinde kurulduğu ‘kalenin’ ve ilin ekonomik açıdan sembolü haline gelmiş olan ‘afyon’ bitkisinin müşterek ad olarak kullanılması hem tarihe karşı bir vefa, hem de halkın geçim kaynaklarından birisi olan afyon tarımına verilen önemi gösterecektir. Ayrıca Kurtuluş Savaşı yıllarındaki adıyla anılacak şehir, şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Gaziantep illerimiz gibi Millî Mücadele ile özdeşleşmiş olacaktır.” görüşlerine yer verilirken, özel gerekçesinde ise “Afyon ilinin tarihsel kimliği ile anılmasını sağlamanın amaçlandığı” belirtilmektedir. Tasarı yasalaştığı takdirde, aslında hiçbir yasal dayanağı olmadan değiştirilmiş olan Afyonkarahisar adı bir kez daha yasal ve aslına uygun olarak tescillenmiş olacaktır.
TARİHİ YERLER
Metropolis Örenyeri
Afyonkarahisar-Eskişehir karayolunun 27.km.sinden sağa doğru 4,7 km. daha gidilerek ulaşılan Ayazin köyünün Frigler döneminden beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Roma ve Bizans dönemlerine ait aile ve tek kişilik kaya mezar odaları, Bizans dönemine ait kiliseler ve kaya yerleşimleri arazinin bu tür bir yerleşimee elverişli olması nedeniyle oyularak yapılmış eserlerdir. Aslanlı mezar odaları, sütunlu mezar odaları ile kayaya dış ve iç mimari görünümlü oyulmuş kilisesi sanat şaheseri eserler bulunmaktadır. Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir
Aslanlı mezar odaları, sütunlu mezar odaları ile kayaya dış ve iç mimari görünümlü olarak oyulmuş kilise ve şapeller bulunmaktadır.
Amorium Örenyeri
Synnadik (Santral Frigya) ilinin bir ilçesidir. Amorium şehri, Emirdağ ilçesinin 12 km. doğusundaki Hisarköyü toprağındadır. Amorium şehri geniş bir ilçenin pazarı, ekin ve ticaret merkezi idi. Batıdan Dokimya’dan, doğudan Flomelyum (Akşehir) ve kuzeyden Dorileum (Eskişehir) den gelen üç yolun kavşağındadır.Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir
Selimiye Kayalıkları
İscehisar ilçesine bağlı Sarıçayır köyünün çevresinde bulunan kayalıklarda Bizans döneminde yapılan kayaya oyma aile ve tek mezar odaları, mezar tekneleri ve barınaklar yapılmıştır. Yüzeyi kabartma ve bezemelerle süslenmiş, kimlere ait olduklarını belirten kırmızı boyayla yazılar yazılmıştır. . Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir.
Kırkinler ve Seydiler Kalesi
İscehisar ilçesi, Seydiler köyü içinde bulunan kale ile Afyonkarahisar-Ankara karayolunun 32.km. de bulunan Kırkinler kayalığı; Bizans çağında yapılmış, yerleşim yeri, kilise, şapel ve mezar olarak kullanılmış kaya kütleleri vardır. Kırkinler kayalığının, Frig döneminde de kullanıldığı kaya üstündeki izlerden anlaşılmaktadır. Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir.
Kemerkaya Yedi Kapı Kaya Yerleşim ve Öreni
Bolvadin-Emirdağ Kara yolu üzerinde, Bolvadin Kemerkaya Kasabasının 3 km. kuzeyinde karayolunun 1 km. doğusunda yer almaktadır.1997 tarihinden itibaren Afyonkarahisar Arkeoloji Müze Müdürlüğü tarafından kurtarma kazısı yapılmaktadır.
Çalışmalar sırasında askeri garnizon veya idari binalar olabileceği tahmin edilen kayaya oyma kompleks yapı grubu ile halkın sığınak olarak kullandıkları yer altı kentinin bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. Geç Roma ve Erken Bizans dönemine tarihlenen yerleşimdeki çalışmalar devam etmektedir. Afyon bölgesinde bulunan yer altı kentlerinin ortaya çıkarılması için yapılan çalışmaların ilki olduğu için çok önemlidir. . Haftanın 7 günü açık olup, giriş ücretsizdir.
ANTİK KENTLER
Apameia
Bügünkü Dinar ilçesinde bir kent. Kentin daha önceki adı ise Keleneia’ dır. Pers, Hellen ve Roma dönemlerinde kent, Batı Anadolu’nun satraplık merkezi olmuştur. Dönemin Ephesus’la birlikte ikinci büyük kentidir. Hellen dönemdeki özerk konumuyla imparator adına gümüş cistophorus ve bronz sikkeler bastırmıştır. Ephesus’la birlikte bastırdığı bronz sikkeler de vardır. Roma döneminde de yarı özerk olarak İmparator adına sikkeler bastırmıştır.
Beudus Vetus (Palaeobeudus)
Bu kentin yerleşim yerinin Bolvadin ilçesi yakınlarındaki Bolvadin-Çobanlar karayolu üzerinde ki halkın Dura yeri olarak adlandırdığı bölge olduğu sanılmaktadır. Hadrianus’un kenti ziyareti sırasında, bronzdan kent sikkesi bastırılmıştır.
PENTAPOLİS KENTLERİ
PENTAPOLİS KALESİ
Bruzus
Sandıklı ilçesi Karasandıklı köyünde kurulan kent Pentopolis olarak adlandırılan beş kentten birisidir ve kentlerin kuzeyinde yeralmaktadır. Roma döneminde yarı özerk konumuyla imparator adına ve Ocoklei ile ortak bronz sikkeleri bastırmıştır.
Eucarpeia
Sandıklı ilçesi Emirhisar köyünde kurulan Pentapalis kentlerinden biridir. Roma döneminde yarı özerk konumuyla, imparator adına bronz kent sikkeleri bastırmıştır.
Hieropolis
Sandıklı ilçesi, Koçhisar köyünde kurulan Pentapolis adlı kentlerinden biridir. Aynı zamanda Phrygia Salutaris (Şifalı Frigya)’nın merkezidir. “Kutsal Kent” olarak adlandırılmıştır. Roma döneminde yarı özerk konumııyla, imparator adına bronz kent sikkeleri bastırmıştır.
Lysias
Şuhut ilçesi Arızlı köyünde bir kenttir. Roma döneminde yarı özerk konumuyla, imparator adına bronz kent sikkeleri bastırmıştır.
Metropolis
Dinar ilçesi Tatarlı kasabasında kurulmuş, bir kenttir; Campus Metropolitanus veya Frig Metropolisi adıyla bilinir. Roma döneminde yarı özerk konumuyla, imparator adına ve Sardes kentiyle ortaklaşa bronz kent sikkeleri bastırmıştır..
KALELER
Afyonkarahisar Kalesi
Volkanik bir kaya kütlesi olan ve 226 m yükseklikteki kale, M.Ö.1350 yıllarında Hitit İmparatoru II.Murşil zamanında, Arzava seferinde müstahkem mevkii olarak kullanılmış ve Hapanuva adını almıştır. Daha sonra Bizans ve Selçuklular zamanında da önemli çarpışmalara sahne olmuştur. Kale zirvesinde M.Ö.1200-700 tarihleri arasında Anadolu’da yaşamış olan Frigler dönemine ait kültür izlerine rastlanmakta olup, Ana Tanrıça Kübele’ye adanmış birçok tapınma yerleri ile 4 adet büyük sarnıç (su çukurları) bulunmaktadır. Surları Seçuklu Sultanı Alâaddin Keykubat zamanında kale dizdarı olan mimar Bedrettin Gevhertaş tarafından 1235 yılında onarılmış, ayrıca kaleye küçük bir mescit ile yanına saray yaptırılmıştır. 1573’te Osmanlı Sultanı II.Selim’in emri ile Mahmut Bey tarafından burçları, sarnıçları ve kulesi tekrar onarılmıştır.
İl Özel İdare Müdürlüğünden temin edilen ödeneklerle surları onarılmış ve çıkış merdivenleri yenilenmiştir.
Sandıklı Kalesi
Germiyan Sultanı I.Yakup Bey tarafından yaptırılmıştır. Eski Tunç Çağından beri yerleşim yeri olan höyük üzerine sur ile çevrilmiş küçük bir kale olup, şimdi yalnız 8-10 metrelik sur duvarı parçası kalmıştır.
KERVANSARAYLAR
İshaklı (Sahipata) Kervansarayı
Sultandağı ilçesinin İshaklı bölgesindedir. 1249 yılında II. İzzettin Keykavus’un vezirlerinden Sahipata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılan kervansarayın avlusunun etrafında odalar ve ortasında köşk mescidi bulunmaktadır.
Döğer Kervansarayı
İhsaniye ilçesinin Döğer beldesindedir. 1434 yılında II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Alt katında ahır, üst katında ise yolcu konaklama odaları bulunmaktadır.
KÖPRÜLER
Kırkgöz Köprüsü
Bolvadin ilçesinde, Eber Gölü’ne akan Akarçay üzerindedir. Köprü kuzey ve güney olmak üzere iki bölümden oluşur. Güney bölümü Bizans İmparatoru I. Manuel Kommen tarafından mermer ve yontulmuş bazalt taştan yaptırılmıştır. Kuzey bölümü ise, Mimar Sinan tarafından 64 göze kadar uzatılmış ve buraya bir namazgah ve kitabe ilave edilmiştir.
Altıgöz Köprüsü
Afyon’da Akarçay üzerinde iki istasyon arasında Cirit kayası eteğinde bulunan altı kemerli köprüdür. 1214 yılında Akkoyunlular tarafından yapılmış, Osmanlı devrinde tamir edilmiştir. Köprünün güneydoğu yüzünde beyaz mermer üzerine yazılmış kitabeler vardır.
İscehisar Köprüsü
Geniş açıklıklı yüksekçe hafif sivri kemerlidir. Bazalt ve devşirme mermer parçalardan yapılmıştır. Bizans dönemine ait olduğu sanılmaktadır.
ÇARŞILAR VE BEDESTENLER
Taşhan
Afyonkarahisar şehir merkezinde bulunan Taşhan 17. yüzyıl ortalarında Kadı Abdullah Efendi tarafından yaptırılmıştır. İki kat olarak yaptırılan taşhan moloz taştan kargir olarak ve sıralı taşlar arasında tuğla da kullanılarak yapılmıştır. Tüm odaları üstü açık avluya bakmaktadır.
Bedesten
Tarihi Bedesten Çarşısı binası 1914 tarihinde, Hacı Bekir Tiryaki tarafından Fransız mimara ve Ermeni bir ustaya yaptırılan Bedesten Genç Dönem Osmanlı yapılarındandır.
CAMİLER
Ulu Cami
Afyon şehir merkezi Çavuşbaş Mahallesindedir. Ziyaret saatleri sadece namaz vakitlerinin hemen öncesi ve sonrasıdır. Camiikebir Caddesi’ndedir. Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali’nin oğlu Afyon Sancak Beyi Nasredüddin Hasan tarafından 1273 yılında yaptırılmıştır. Minberi, Emirhaç Bey, süslemeleri ise Nakkaş Mahmut Oğlu Hacı Murat tarafından yapılmıştır. Doğu, kuzey ve batı yönlerinde üç kapısı vardır, minaresi tuğladandır ve 40 ahşap sütun ve başlık üzerine oturtulmuş, düz toprak damlıdır. 1341’de onarılmıştır.
İmaret Camii
Afyon şehir merkezi Kurtuluş caddesindedir. Gündüzleri istenilen saatte ziyaret etmek mümkündür. 1472 yıllarında Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Gedik Ahmet Paşa tarafından Mimar Ayas Ağa’ya yaptırıldığı bilinmektedir ve Osmanlı döneminin en güzel eserlerinden biridir. Üzeri altı sütun üzerine sivri kemerli sekizgen kasnaklı bir kubbeyle örtülüdür. 1795’te onarımı yapılmıştır.
Mevlevi (Türbe) Camii
Sultan Veled’le başlayan Mevlevilik, burada Sultan Divani ile doruğa ulaşmış ve buradan dünyaya yayılmıştır. Bugünkü camii 1844’de Abdülmecit tarafından camii ve dergah olarak yaptırılmış, 1905’de II. Abdülhamit zamanında da büyük onarım geçirmiştir. Camii içinde Sultan Divani ve diğer Mevlevî şeyhlerinin mezarları bulunduğu için Türbe Camii de denilmektedir.
Sandıklı Ulu Camii
Sandıklı ilçe merkezinde, çarşı içinde önce mescit iken sonradan camiye dönüştürülmüştür. Cami, Bahaddin Ömer Bin Alaaddin tarafından Mimar Aydemir’e 1379 yılında yaptırılmıştır. Kare planlı tek kubbeli minareli bir yapıdır. Daha sonra da son cemaat yeri eklenmiştir.
Sinan Paşa Camii
Sincanlı ilçesindedir. 1525 yılında Lala Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bahçesinde Lala Sinan Paşa türbesi vardır.
KİLİSELER
Ayazini Kilisesi
İhsaniye ilçesi, Ayazini kasabası girişinde yol kenarında tüf sarp kayalık içinde, kayaya oyulmuş bir kilisedir. Kilise yapısının özelliği dış cephe olarak kaya yüzeyine oyulmuş apsisli ve kubbeli olmasıdır. Çevresine bitişik kaya odalarıyla birlikte 1000’li yıllarda yapılmış manastır yapısıdır.
Memeç Kaya Kilisesi
İhsaniye ilçesi, Döğer kasabasının 4 km. kadar güneydoğusunda Emre Gölü yolu üzerinde, tüf sarp kayalık yüzey ortasına oyulmuş kilisedir. Kilisenin ön bölümünün dış duvarı yıkılmış ve açık olarak görülmektedir. Çevresine bitişik kaya odalarıyla birlikte 8.-10. Yüzyıllar arasında yapılmış manastır yapısıdır.
Böcü İnleri Kilisesi
İhsaniye ilçesi, Kıyır köyünde tüf sarp kayalık yüzeylere oyulmuş aralıkl ıüç kilise bulunmaktadır. Kiliseler tonoz yapılıdır. Çevresindeki kaya odalarıyla birlikte 8.-10.yüzyıllar arasında yapılmış manastır yapısıdır.
Yedikapılar Manastırı
Bolvadin ilçesi, Kemerkaya kasabası, Yedikapılar mevkiinde, devlet karayolu yakınında tüf sarp kayalık yüzeye oyulmuş, birbirine bitişik tonoz tavanlı lkilise ve odalardan oluşan, 8.-10.yüzyıllar arasında yapılmış manastır yapısıdır.
Yorum Gönder